NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE - BÜTÜN ÜMİDİM GENÇLİKTEDİR - EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR -



ATATÜRK GENÇLERİNİN MEKANI
http://www.cihatgel.tr.gg
Yeni Sayfa 2
www.girsene.net

.

 
ATATÜRK GENÇLERİNİN MEKANI
ONLINE KİŞİ </strong  
  ANA SAYFA
  BARNART DESIGN - ZEYNEP BARNAR
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İZMİR CUMHURİYET MİTİNGİ
  K A N U Y K U S U
  ATATÜRK'ÜN HAYATI
  ATATÜRK'ÜN SELANİKTEKİ EVİNİN FOTOĞRAFLARI
  ATATÜRK'ÜN KİŞİLİĞİ
  ATATÜRK'ÜN SESİ İLE 10.YIL NUTKU
  10.YIL MARŞI
  ATATÜRK'ÜN SON MEKTUBU
  ATATÜRK'ÜN YAŞADIĞI EVLER
  ATATÜRK'TEN ANILAR
  BÜYÜK TAARRUZ FOTOĞRAFLARI
  ATATÜRK'ÜN ÖLÜMSÜZ SÖZLERİ
  ATATÜRK'TEN GÜZEL SÖZLER
  TÜRK BAYRAĞI TARİHÇESİ
  ATATÜRK'ÜN ÇALIŞMA ARKADAŞLARI - 1
  ATATÜRK'ÜN ÇALIŞMA ARKADAŞLARI - 2
  ATATÜRK'ÜN ÖZEL EŞYALARI - 1
  ATATÜRK'ÜN ÖZEL EŞYALARI - 2
  ANITKABİRDE AĞLAYAN ASKERİN ÖYKÜSÜ
  ATATÜRK'ÜN SEVDİĞİ ŞARKILAR
  ATATÜRK KÖŞESİ
  KARŞIYAKA VE ATATÜRK
  ATATÜRK'ÜN RESİMLERİ
  ATATÜRK YABANCI PULLARDA
  ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜNDEN SONRAKİ GAZETELER
  ATATÜRK İÇİN NE DEDİLER
  ATATÜRK ŞİİRLERİ
  OSMANLI TARİHİ KRONOLOJİSİ
  KİŞİSEL SAYFAM
  G Ü Z E L İ Z M İ R' İ M
  BUNLARI HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ
  H AY A T I N 40 K U R A L I
  HAYATA DAİR GÜZEL SÖZLER - 1
  HAYATA DAİR GÜZEL SÖZLER - 2
  MOBESE KAMERALARINDAN İSTANBULU İZLEYİN
  PRATİK BİLGİLER
  TÜRK DİL KURUMU TERİMLER SÖZLÜĞÜ
  SONRADAN ÖĞRENDİKLERİMİZ
  GAZETELER VE YAZARLAR
  KÖŞE YAZARLARI ve GÜNLÜK YAZILARI
  YABANCI GAZETELER
  ŞİİR OKUYUN
  TV ' DE BUGÜN NE VAR
  PROGRAM ARAMA MOTORU
  YENİ PROGRAMLAR
  UYDUDAN DÜNYA GÖRÜNTÜSÜ
  HESAP MAKİNASI
  DÜNYANIN 14 GÜNLÜK HAVA DURUMUNU ÖĞRENİN
  YEMEK
  SAĞLIK
  PSİKOLOJİ SÖZLÜĞÜ
  RADYO PLAYER
  MÜZİK KUTUSU
  PEYGAMBERİMİZİN HAYATI
  PEYGAMBERİMİZ HZ.MUHAMMEDİN OKUDUĞU DUALAR
  PEYGAMBER EFENDİMZİN VEDA HUTBESİ
  PEYGAMBERLER TARİHİ
  NAMAZ VAKİTLERİ
  KUR'AN-I KERİM MEALİ
  İSLAMIN ŞARTLARI
  KUR'AN- I KERİM DİNLE
  POPÜLER PROGRAMLAR
  BİLGİSAYAR TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
  DRİVER GÜNCELLEME
  DOMAİN / İSİM SORGULA
  BUTON YAPMA ARACI
  LİNK KONTROL FORMU
  KODUNU TEST ET
  RENK KODLARI
  HANGİ GÜN DOĞDUN?
  E - DEVLET HİZMETLERİ
  YARARLI LİNKLER
  TÜRK TELEKOM FATURA SORGULAMA
  ŞİFALI BİTKİLER
  ACİL TELEFONLAR
  BÜYÜK ELÇİLİKLER
  BURÇLAR
  HAVALİMANLARI ( CANLI )
  AŞK ÖLÇER
  SPOR KULÜPLERİ
  Ş A N S T O P U TAHMİN
  S A Y I S A L L O T O TAHMİN
  SATRANÇ OYNAYIN
  P U Z Z L E
  IQ TESTİ
  S U D O K U
  ÇOCUKLAR İÇİN MASAL DİNLE
  S Ü P E R O Y U N L A R - 1
  S Ü P E R O Y U N L A R - 2
  S Ü P E R O Y U N L A R - 3
  S Ü P E R O Y U N L A R - 4
  S Ü P E R O Y U N L A R - 5
  OYUN SİTELERİ
  OYUN OYNA ( AKSİYON MACERA )
  OYUN OYNA ( MASA OYUNLARI )
  OYUN OYNA ( KAĞIT OYUNLARI )
  OYUN OYNA ( SHOOT'EM UP )
  OYUN OYNA ( SPOR OYUNLARI )
  OYUN OYNA ( KELİME OYUNLARI )
  ATA SÖZLERİ - 1
  ATA SÖZLERİ - 2
  ATA SÖZLERİ - 3
  ATA SÖZLERİ - 4
  ATA SÖZLERİ - 5
  ATA SÖZLERİ - 6
  ATA SÖZLERİ - 7
  ATA SÖZLERİ - 8
  ATA SÖZLERİ - 9
  ATA SÖZLERİ - 10
Google
ATATÜRK KÖŞESİ


ein Bild

 

ein Bild

 

ein Bild

 

ein Bild

ein Bild








iSTiKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

Mehmet Akif Ersoy

 

ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

 

 Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini,

Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. 

 

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, 

senin,en kıymetli hazinendir. Istikbalde dahi, seni bu hazineden 

mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. 

Bir gün, İstiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, 

vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve 

şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir 

mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek 

düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin 

mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanin, bütün 

kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün ordulari 

dagitilmiş ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. 

Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, 

memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve 

hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî

 menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.

 Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. 

 

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, 

vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! 

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur! 

                                           

 

  MUSTAFA KEMAL ATATÜRK   

 20 Ekim 1927 

 

 

 

ATATÜRK'ÜN SÖZLERİ

 

 

 

 

 

    ATATÜRK DİYOR Kİ

 

 Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.

Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir.

Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.

Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

 

 

 

 

 

ATATÜRK DEVRİMLERİ

1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

2. Toplumsal Devrimler
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)

3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)

4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler

5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması

 

 

 ATATÜRK İLKELERİ

                 

                 C U M H U R İ Y E T Ç İ L İ K

 Atatürk'ün hayatı boyunca inandığı ve aşama aşama ulaştığı cumhuriyet, daha sonraki devrimlerin gerçekleşme koşulunu da yaratmıştır. Yani Atatürk'ün düşüncesinde cumhuriyet, padişahlığı yıkan ve yerine geçen, siyasal işlevi dışında, yeni Türkiye'yi oluşturacak bir dizi devrimlerinde gerçekleştirileceği, toplumsal yanı ile de yer tutmaktadır.

"Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamıyla çağdaş ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin asıl ilkesi budur"

Atatürk "Her terakkinin ve kuruluşun anası hürriyettir" derken cumhuriyeti özgürlük ilkesine dayandırmaktadır. Bu ilke siyasal anlamda karşılığını demokrasi olarak bulmakta ve cumhuriyetin esas unsurlarından birini oluşturmaktadır.

Atatürk "Özgürlüğün de, adaletin de dayanak noktası ulusal egemenliktir" diyerek cumhuriyetin esas unsurlarından ulusal egemenlik ilkesini belirlemektedir. Atatürk'ün ulusal egemenlik ve demokrasi ilkelerine dayandırdığı cumhuriyet düzenine ilişkin düşüncesini en özlü biçimde şu cümlede görebiliriz:

"Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İcra kudreti, tesri-i selahiyeti milletin yegane mümessili olan mecliste tecelli ve temerküz etmiştir. Bu iki kelimeyi bir kelimede hülasa etmek kâbildir: Cumhuriyet".

LAİKLİK

Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki batılılaşma hareketleri sırasında aydın kesimde beliren; din işleri ile devlet işlerinin ayrı tutulması, biçiminde özetlenebilecek laik anlayışı, bu hareketlerle ilgilenen Atatürk'ü de etkilemiştir. Bunun üzerine Atatürk din olgusunu çağdaş bir anlayışla belirlemiştir.

"Din bir vicdan sorunudur. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karsı değiliz. Biz sadece, din işlerini devlet ve ulus işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz."

Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes, Allah'ına istediği gibi ibadet eder. Hiç kimseye dini fikirlerinden dolayı, bir şey yapılamaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dini yoktur.

"Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse, hiç bir kimseyi ne bir din, ne de bir mezhep kabulüne zorlayabilir. Din ve mezhep, hiç bir zaman, siyaset aracı olarak kullanılamaz.

Ancak laik devlet uygulaması, Türkiye'de bir çok tartışmalara, çok defa yanlış anlaşılıp yanlış yorumlamalara konu olmuştur. Bilerek ya da bilmeyerek, bilinçli ya da bilinçsiz Atatürk'e ve Atatürkçülüğe hep bu çizgiden saldırılmıştır. Bu nedenle de laiklik ve laik devlet düzeni, Türkiye'mizde geç ve güç anlaşılan ve en zor benimsenen devrim olmuştur. Ve hatta halen bazı kendini bilmez şahıslar, saldırılarına devam etmekte ve dini siyasi amaçla kullanmaya çalışmaktadırlar.

M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K

 

Bu ilkenin de kökeni Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde ortaya çıkan batılılaşma hareketlerine dayanır. Bu hareketlere tepki olarak beliren Milliyetçilik düşüncesinin aydın kesimdeki savunucuları arasında Mustafa Kemal'de vardı. Özellikle, Namık Kemal, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp gibi yazarların düşüncelerini benimseyen Atatürk'ün, tarihsel gerçeklerden kaynaklanan şu sözleri o dönemi yansıtır. "Özellikle bizim ulusumuz, ulusal anlayışa sırt çevirmenin çok acı cezalarını gördü. Osmanlı İmparatorluğu içindeki çeşitli topluluklar, hep ulusal ilkelere sarılarak, ulusçu ilkenin gücüne dayanarak kendilerini kurtardılar. Biz ne olduğumuzu sopa ile içlerinden kovulunca anladık. Gücümüzü yitirdiğimiz anda, bizi aşağıladılar, küçük gördüler. Anladık ki, suçumuz kendimizi unutmamızmış. "

Atatürk'ün Milliyetçilik ilkesi ulusal kişilik ve benlik duygusunun ifadesidir. Bir ulusun diğer uluslara bakarak, doğal ve kazanılmış özel karakterlere sahip olması, diğer uluslardan farklı bir varlık meydana getirmesi, genellikle onlardan ayrı olarak onlara paralel gelişmeye çalışması anlayışına milliyetçilik ilkesi denir.

"Türk ulusunun yönetiminde ve korunmasında, ulusal birlik, ulusal duygu, ulusal kültür en yüksekte göz diktiğimiz ülküdür" derken de ön plana çıkarılan Ulus kavramıdır. Bu kavram her koşulda vurgulanmış, tüm eylemlerde ulus dayanak alınarak, sonuç-başarı ulusa mal edilmiş, odak noktası olarak "Ulus" kavramı benimsenmiştir.

Atatürk'ün Milliyetçiliği aynı zamanda geniş bir hoşgörüye de sahiptir.

"Gerçi, bize ulusçu derler ama biz öyle ulusçularız ki bizimle işbirliği yapan tüm uluslara saygı gösteririz. Onların bütün ulusal gereklerini tanırız. Bizim ulusçuluğumuz, herhalde, bencil ve kendini beğenmiş bir ulusçuluk değildir.

 H A L K Ç I L I K

 Kurtuluş Savaşı, ulusal niteliği gereği, tek bir sınıfa ya da gruba dayanmayıp, toplumun tüm kesimlerini içine alan geniş ittifakın ürünü olarak kazanılmıştır. Bu nedenle Atatürk'ün halkçılık ilkesi kaynağını kurtuluş mücadelesinde bulmuştur.

"Bizim halkımız, yararları birbirinden ayrılır sınıflar halinde değil, tersine varlığı ve gayretleri birbirine gerekli olan sınıflardan oluşur. Bu dakikada dinleyenlerim, çiftçilerdir, sanatkarlardır, tüccarlardır ve işçilerdir. Bunların hangisi, ötekisinin karşısında olabilir. Çiftçilerin, sanatkarlara; sanatkarların çiftçilere ve çiftçinin, tüccara ve bunların hepsinin, ötekine ve işçiye ihtiyacı olduğunu kim yalanlayabilir?"

Halkçılık; cumhuriyetçilik ilkesinin içerdiği demokratik özgürlükçü, çoğulcu yönetimin yasalardaki bir hak olmaktan çıkarılıp, işlerliğe kavuşturulmasını; yönetimde, siyasada, kalkınmada, gelirlerin dağılımında, devlet ve ulus imkanlarının kullanılmasında halk yararının gözetilmesini amaçlar. Bu amaç doğrultusunda devleti, önlemler almak, yasalar çıkarmak, düzenlemelere gitmek, engelleri ortadan kaldırmakla görevli kılar."

D E V L E T Ç İ L İ K

 

 

Türkiye'nin ekonomik konulara ilişkin sorunlarını düzenlemek amacıyla 17.2.1923 tarihinde toplanan İzmir İktisat Kongresi'nde açılış konuşmasını yapan M. Kemal; ülkenin imparatorluk döneminden devraldığı sorunları ve çözüm aşamasındaki dikkate alınacak ilkeleri belirlerken, ulusun tüm bireylerinin ve olanaklarının kalkınma için, bir program çerçevesinde seferber edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

 

Ekonomik kalkınmayı, çok kısa zamanda kalkınmayı öngören Atatürk buna uygun olarak Devletçilik ilkesini benimsemiştir. Bu takdirde karşı karşıya kalınacak güçlük şudur: "Devletle bireyin karşılıklı faaliyet alanlarını ayırmak..." İlke olarak devlet, bireyin yerini almamalıdır. Fakat bireyin gelişmesi için, genel şartları göz önünde bulundurmalıdır. Bir de bireyin kişisel faaliyeti, ekonomik kalkınmanın asıl kaynağı olarak kalmalıdır...

Devletle birey, birbirine karşı değil, birbirinin tamamlayıcısıdır." Devletçilik ülkenin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle zorunlu bir gereksinimdir. Başarılı olması için akılcı ve özverili bir çalışma gerekliydi. Özellikle Birinci ve İkinci Sanayi Planları, uygulamada önemli yatırımların gerçekleştirilmesini sağladı. "

Bizim izlemeyi uygun gördüğümüz devletçilik kişisel gayret ve faaliyeti esas tutmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde, ulusu refaha ve ülkeyi bayındırlığa eriştirebilmek için, ulusun genel ve yüksek yararlarının gerektirdiği işlerde özellikle ekonomik alanda, devleti doğrudan ilgili kılmaktır."

 

D E V R İ M C İ L İ K

 

İki yönlü işleve sahip olan Devrimcilik, mevcut durumu saptayacı; yani laik, devletçi, milliyetçi, halkçı Türkiye Cumhuriyeti'nde, bu özelliklerin korunmasını öngörüyordu. Geriye dönüş yollarını kapatan bu işlevin yanı sıra; temel ilkeler doğrultusunda çağdaş gelişmelere uygun olarak daha da ileriye ulaşmayı amaçlıyordu.

Üye Ol "Devrimin yasası, öbür yasaların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki akımı bozmadıkça, başladığımız devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki çağlarda da böyle olacaktır."

 

 
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE  
   
Facebook beğen  
 
 
 
 









 
 
  Sitenizi Ekleyin!
Kolay hit Toplist
 
cihatgel.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol